şisʹ ~ شِسْعُ

Kamus-ı Muhit - شسع maddesi

اَلشَّسْعُ [eş-şesʹ] (مَنْعٌ [menʹ] vezninde) ve

اَلشُّسُوعُ [eş-şusûʹ] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Baʹîd olmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَسَعَ الْمَنْزِلُ شَسْعًا وَشُسُوعًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا بَعُدَ Ve

شَسْعٌ [şesʹ] Ayakkabıya tasma eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: شَسَعَ النَّعْلَ إِذَا جَعَلَ لَهَا شِسْعًا

اَلشِّسْعُ [eş-şisʹ] (şîn’in kesriyle) Naʹleyn tasmasına denir; yukâlu: أَدْنَى إِلَيْهِ مِنَ الشِّسْعِ أَيْ مِنْ قِبَالِ نَعْلِهِ Ve bunda شِسْعَنٌّ [şisʹann] dahi lügattır ki âhirinde nûn ziyâdesiyle ve شِسِعٌ [şisiʹ] dahi lügattır ki kesreteynle. Ve bir mekânın ucuna ve kenârına ıtlâk olunur; tekûlu: حَلَلْنَا بِشِسْعِ الدَّهْنَاءَ أَيْ بِطَرَفِهَا Ve daracık yere ıtlâk olunur; tekûlu: نَزَلْنَا بِشِسْعٍ مِنَ الْأَرْضِ أَيْ بِضِيقٍ مِنْهَا Ve bir mikdârca mâl bakiyyesine ıtlâk olunur; yukâlu: لَهُ شِسْعٌ مِنَ الْمَالِ أَيْ بَقِيَّةٌ Ve ʹazîm ve firâvân olan mâla ıtlâk olunur; yukâlu: أَصَابَ شِسْعًا مِنَ الْمَالِ أَيْ جُلاًّ مِنْهُ Ve azca mâla denmekle azdâddan olur; yukâlu: لَهُ شِسْعٌ مِنَ الْمَالِ أَيْ قَلِيلٌ مِنْهُ أَوْ قِطْعَةٌ مِنَ الْإِبِلِ وَالْغَنَمِ قَلِيلَةٌ Ve

شِسْعٌ [Şisʹ] Benû Şemḣ cemâʹatine mahsûs bir su adıdır. Ve

شِسْعٌ [şisʹ] Mâlı görüp gözetip hüsn-i takyîd ve ihtimâm eden adama ıtlâk olunur, gûyâ ki tasma gibi üzerinden ayrılmaz; yukâlu: رَجُلٌ شِسْعُ مَالٍ أَيِ الْحَسَنُ الْقِيَامِ عَلَيْهِ

Vankulu Lugatı - شسع maddesi

اَلشُّسُوعُ [eş-şusûʹ] (zammeteynle) Cemʹi, naʹleyn tasmaları maʹnâsına; tekûlu: شَسَعْتُ النَّعْلَ مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ Ve

شِسْعُ [şisʹ] Mâlı ziyâde zabt eden kimseye de derler; yukâlu: فُلَانٌ شِسْعُ مَالٍ إِذَا كَانَ حَسَنَ الْقِيَامِ عَلَيْهِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı