اَلشَّنْفُ [eş-şenf] (şîn’in fethi ve nûn’un sükûnuyla ve bunda şîn’in zammıyla lahndır) Kulak üzere takılan küpeye denir ki askı küpe taʹbîr olunur, ʹalâ-kavlin kulağın üstünde küpe geçirecek halka makûlesine denir. Ve baʹzılar dedi ki zikr olunan askı küpeye شَنْفٌ [şenf] ve kulağın yumuşağına takılanına قُرْطٌ [ḵurṯ] denir; cemʹi شُنُوفٌ [şunûf]tur; yukâlu: جَاءَتْ وَفِي أُذُنِهَا شَنْفٌ أَيِ الْقُرْطُ الْأَعْلَى أَوْ مِعْلاَقٌ فِي فَوْقِ الْأُذُنِ Ve
شَنَفٌ [şenef] Masdar olur, bir nesneye muʹteriz gibi yâhûd müteʹaccib gibi yâhûd hoşuna gelmemekle kârih ve müşme΄izz gibi bakmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَنَفَ إِلَيْهِ شَنْفًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا نَظَرَ إِلَيْهِ كَالْمُعْتَرِضِ عَلَيْهِ أَوْ كَالْمُتَعَجِّبِ مِنْهُ أَوِ الْكَارِهِ لَهُ
اَلشُّنُوفُ [eş-şunûf] (zammeteynle) Cemʹi, فَلْسٌ [fels]le فُلُوسٌ [fulûs] gibi. Ve
شَنْفٌ [şenf] Kerîh nazarla nazar etmeğe dahi derler; tekûlu: شَنَفْتُ إِلَى الشَّيْءِ شَنْفًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı