اَلْقَطَامِيُّ [el-ḵaṯâmiyy] (ḵâf’ın fethi ve zammı ve yâ’nın teşdîdiyle) ve
اَلْقَطَامُ [el-ḵaṯâm] (سَحَابٌ [seḩâb] vezninde) Çakır cinsine denir, ʹalâ-kavlin ete alışıp dadanmışına denir. Mü΄ellifin أَوِ اللَّحِمُ مِنْهُ kavli كَتِفٌ [ketif] veznindedir. Ve
قَطَامِيٌّ [ḵaṯâmiyy] Gözü pek göreğen adama denir; yukâlu: رَجُلٌ قَطَامِيٌّ أَيِ الْحَدِيدُ الْبَصَرِ Ve sayd ve şikâra doğan gibi refʹ-i re΄s eden şahsa denir. Ve pek keskin nebîz ve şarâba denir; yukâlu: سَقَاهُ قَطَامِيًّا أَيْ نَبِيذًا شَدِيدًا Ve Kelb kabîlesinden bir şâʹir lakabıdır, ismi Ḣuṡayn b. Ḩammâl ve künyesi Ebu’ş-Şarḵî idi. Ve Taġlib kabîlesinden bir şâʹirin dahi lakabıdır ki ismi ʹUmeyr b. Şuyeym idi.
اَلْقُطَامِيُّ [el-Ḵuṯâmiyy] (ḵâf’ın zammı ve âhirinde yâ’nın teşdîdiyle) Taġlib kabîlesinden bir şâʹirin lakabıdır, ismi ʹAmr b. Şuyeym’dir. Ve
قُطَامِيٌّ [ḵuṯâmiyy] Doğana dahi derler, صَقْرٌ maʹnâsına; ḵâf’ın zammı ve fethi câ΄izdir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı