ḵafer ~ قَفَرٌ

Kamus-ı Muhit - قفر maddesi

اَلْقَفَرُ [el-ḵafer] (fethateynle) Bir adamın mâlı tükenmek derecesinde azalmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَفِرَ مَالُهُ قَفَرًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا قَلَّ Ve taʹâm katıksız olmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَفِرَ الطَّعَامُ إِذَا صَارَ قَفَارًا أَيْ بِلاَ أُدْمٍ Ve

قَفَرٌ [ḵafer] Saça ve kıla denir.

اَلْقَفْرُ [el-ḵafr] (جَفْرٌ [cefr] vezninde) ve

اَلْقَفْرَةُ [el-ḵafret] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) ve

اَلْمِقْفَارُ [el-miḵfâr] (مِعْيَارٌ [miʹyâr] vezninde) Hâlî arza, yaʹnî otsuz ve susuz kır ve hâlî yere denir. قَفْرٌ [ḵafr]ın cemʹi قِفَارٌ [ḵifâr]dır ḵâf’ın kesriyle ve قُفُورٌ [ḵufûr]dur. Ve

قَفْرٌ [ḵafr] Katıksız ekmeğe vasf olur, ke-mâ se-yuzkeru. Ve

قَفْرٌ [ḵafr] Masdar olur, bir adamın izine uyup ardınca gitmek maʹnâsına; yukâlu: قَفَرَ الْأَثَرَ قَفْرًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا اقْتَفَاهُ وَتَبِعَهُ Ve

قَفْرٌ [ḵafr] Şol öküz danasına denir ki çifte koşulmak için anasından ʹazl ve tefrîk olunmuş ola.

Vankulu Lugatı - قفر maddesi

اَلْقِفَارُ [el-ḵifâr] (ḵâf’ın kesriyle) Cemʹi; yukâlu: أَرْضٌ قَفْرٌ وَمَفَازَةٌ قَفْرٌ أَيْضًا Ve

قَفْرٌ [ḵâfr] Bir kimsenin ardınca gitmeğe dahi derler; yukâlu: قَفَرْتُ أَثَرَهُ أَقْفُرُهُ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا قَفَوْتَهُ Ve

قَفْرٌ [ḵafr] Yeme ve içme olmamağa dahi derler; yukâlu: نَزَلْنَا بِبَنِي فُلَانٍ فَبِتْنَا الْقَفْرَ أَيْ لَمْ يَقْرُونَا Ve قِرَى [ḵirâ] konukluğa derler. Ve

قَفْرٌ [ḵafr] ʹAvret etten aşağa olmak maʹnâsına da gelir; yukâlu: قَفِرَتِ الْمَرْأَةُ تَقْفَرُ قَفْرًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı