vezer ~ وَزَرٌ

Kamus-ı Muhit - وزر maddesi

اَلْوِزْرُ [el-vizr] (vâv’ın kesriyle) Günâh ve ism maʹnâsınadır; yukâlu: لَيْسَ فِيهِ وِزْرٌ أَيِ اثْمٌ Ve ağırlık, ثِقْلٌ [šamp;iḵl] maʹnâsına. Ve büyük arka yüküne denir, kâre-i kebîre maʹnâsına. Ve silâha denir. Ve ağır yüke denir, حِمْلٌ ثَقِيلٌ maʹnâsına. Cemʹi أَوْزَارٌ [evzâr] gelir. Ve

وِزْرٌ [vizr] Masdar olur, yük götürmek maʹnâsınadır; yukâlu: وَزَرَهُ يَزِرُهُ وِزْرًا كَوَعَدَهُ يَعِدُهُ وِزْرًا إِذَا حَمَلَهُ Ve

وِزْرٌ [vizr] ve

وَزْرٌ [vezr] (vâv’ın fethiyle) ve

زِرَةٌ [ziret] (عِدَةٌ [ʹidet] vezninde) Güneh-kâr olmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَزَرَ الرَّجُلُ يَزِرُ كَوَعَدَ يَعِدُ وَوَزِرَ يَوْزَرُ كَوَجِلَ يَوْجَلُ وَوُزِرَ يُوزَرُ عَلَى بِنَاءِ الْمَفْعُولِ وِزْرًا وَوَزْرًا وَزِرَةً إِذَا أَثِمَ Ve

وَزْرٌ [vezr] (وَعْدٌ [vaʹd] vezninde) Gedik kapamak maʹnâsınadır; yukâlu: وَزَرَ الثُّلْمَةَ كَوَعَدَ إِذَا سَدَّهَا Ve gâlib olmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَزَرَهُ إِذَا غَلَبَهُ Ve günâh töhmetine uğramak maʹnâsınadır; yukâlu: وُزِرَ الرَّجُلُ عَلَى بِنَاءِ الْمَجْهُولِ إِذَا رُمِيَ بِوِزْرٍ

Vankulu Lugatı - وزر maddesi

اَلْوَزَرُ [el-vezer] (fethateynle) Dağ, cebel maʹnâsına. Ve

وَزَرٌ [vezer] Melce΄e de derler, penâh maʹnâsına. Ve bunun aslı cebel maʹnâsına olan وَزَرٌ [vezer]dendir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı