اَلْوَزْعُ [el-vezʹ] (vâv’ın fethi ve zâ’nın sükûnuyla) Menʹ etmek; tekûlu: وَزَعْتُهُ أَزَعُهُ وَزْعًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا كَفَفْتَهُ Ve
وَزْعٌ [vezʹ] ʹAskerin önin alıkomak maʹnâsına dahi gelir; tekûlu: وَزَعْتُ الْجَيْشَ إِذَا حَبَسْتَ أَوَّلَهُمْ عَلَى آخِرِهِمْ Kâlallâhu taʹâlâ: ﴿فَهُمْ يُوزَعُونَ﴾ (النمل 17، النمل 83، فصلت 19)
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı