el-edâvâ ~ اَلْأَدَاوَى

Vankulu Lugatı - الأداوى maddesi

اَلْأَدَاوَى [el-edâvâ] (hemzenin fethi ve âhirinde elifin kasrıyla مَطَايَا [meṯâyâ] vezni üzere) Cemʹi, zikr olunan zarflar maʹnâsına. Ve kıyâs bunda أَدَائِي demek idi, رِسَالَةٌ [risâlet]te رَسَائِلُ [resâ΄il] dedikleri gibi lâkin bundan ictinâb edip مَطَايَا [meṯâyâ]da ve خَطَايَا [ḣaṯâyâ]da olan iʹlâli ihtiyâr ettiler, yaʹnî فَعَائِلُ [faʹâ΄il]i فَعَالَى [faʹâlâ] kıldılar, yâ’yı vâv’a döndürmekle aslında vâv olduğun işʹâr için, pes أَدَاوَى [edâvâ] kelimesinde vâkiʹ olan vâv إِدَاوَةٌ [idâvet]te olan elif-i zâ΄idden bedel olur, âhirinde olan elif vâv’dan bedel olur.Pes vâv’ı أَدَاوَى lafzında lâzım kıldılar, مَطَايَا [meṯâyâ]da yâ’yı lâzım kıldıkları gibi. Cevherî’nin bu takrîrinden zâhir olan budur ki أَدَاوَى [edâvâ] lafzında hurûf beyninde kalb-i mekân olmaya, lâkin o kelâmda فَعَائِلُ [faʹâ΄il] فَعَالَى [faʹâlâ] olmuştur dediğinden tebâdür eden kalb-i mekân olmaktır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı