el-edʹiyet ~ اَلْأَدْعِيَةُ

Kamus-ı Muhit - الأدعية maddesi

اَلْأُدْعِيَّةُ [el-udʹiyyet] (أُضْحِيَّةٌ [uḋḩiyyet] vezninde) ve

اَلْأُدْعُوَّةُ [el-udʹuvvet] (أُدْحُوَّةٌ [udḩuvvet] vezninde) Mâ-bihi’t-tedâʹî olan şey΄e denir, meselâ lügaz ve uḩciyye gibi ki birbirini onu bilmeğe daʹvet ederler; yukâlu: بَيْنَهُمْ أُدْعِيَّةٌ وَأُدْعُوَّةٌ وَهِيَ مَا يَتَدَاعَوْنَ بِهِ

Vankulu Lugatı - الأدعية maddesi

اَلْأَدْعِيَةُ [el-edʹiyet] (hemzenin fethi ve dâl’ın sükûnu ve ʹayn’ın kesri ve yâ’nın tahfîfiyle) Cemʹi. Ve دُعَاءٌ [duʹâ΄] kelimesinin aslı دُعَاوٌ idi, zîrâ دَعْوَةٌ [daʹvet]ten me΄hûzdur, vâv eliften sonra vâkiʹ olmağın hemzeye kalb olundu. Ve mü΄ennes muhâtaba için أَنْتِ تَدْعِينَ dersin.Ve bunda bir lügat dahi vardır ki o أَنْتِ تَدْعُوِينَ dir, ʹayn’ın zammı ve vâv’ın kesri ve meddiyle ve bunda lügat-i sâlise vardır ki o تَدْعُينَ dir, ʹayn’a zamme işmâm olunmakla.Ve cemʹ-i mü΄ennesinde أَنْتُنَّ تَدْعُونَ dersin ve bunda cemʹ-i mü΄ennesle cemʹ-i müzekker berâber olur.دَاعِيَةُ اللَّبَنِ[dâʹiyetu’l-leben] ʹayn’ın kesri ve lâm’ın ve yâ’nın fethiyle şol süttür ki memede alıkorlar, mâ-baʹdinde olan sütü daʹvet etsin diye. Ve fi’l-hadîsi: “دَعْ دَاعِيَ اللَّبَنِ”

اَلْأُدْعِيَّةُ [el-udʹiyyet] (hemzenin zammı ve dâl’ın sükûnu ve yâ’nın teşdîdiyle) Bilmece demekle maʹrûf nesne ki ekseriyyâ sıbyân esnâ-i leyâlîde birbirine su΄âl eder, lügaz maʹnâsına,أُحْجِيَّةٌ [uḩciyyet] gibidir veznen ve maʹnen.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı