el-ircâf ~ اَلْإِرْجَافُ

Kamus-ı Muhit - الإرجاف maddesi

اَلْإِرْجَافُ [el-ircâf] (hemzenin kesriyle) Bu dahi arz mütezelzil olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَرْجَفَتِ الْأَرْضُ وَأُرْجِفَتْ عَلَى الْمَجْهُولِ إِذَا زَلْزَلَتْ Ve deve pek yorgunluğundan dermânde olmakla kulaklarını düşürüp titreterek gelmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَرْجَفَتِ النَّاقَةُ إِذَا جَاءَتْ مُعْيِيَةً مُسْتَرْخِيَةً أُذُنَاهَا تَرْجُفُ بِهِمَا Ve nâs fitne ve havâdis ve ekâzîb makûlesine dalmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَرْجَفَ الْقَوْمُ إِذَا خَاضُوا فِي أَخْبَارِ الْفِتَنِ وَنَحْوِهَا ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿وَالْمُرْجِفُونَ فِي الْمَدِينَةِ﴾ Ve mutlakan bir şey΄e meşgûl ve mütevaggil olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَرْجَفَ الْقَوْمُ فِي الشَّيْءِ وَبِالشَّيْءِ إِذَا خَاضُوا فِيهِ

Vankulu Lugatı - الإرجاف maddesi

اَلْإِرْجَافُ [el-ircâf] (hemzenin kesriyle) Yalan haber. Tercemân-ı Kebîr’in zabtı kesr-i hemze iledir ve Ṡurâḩ’ın zabtı feth-i hemze iledir. Evvelin vechi zâhir; sânînin vechi zâhir değildir, meger ki أَرْجَافٌ [ercâf] feth-i hemze ile رَجْفٌ [recf]in cemʹi ola, neʹam kitâb-ı mezbûrda أَرَاجِيفُ [erâcîf] أُرْجُوفَةٌ [urcûfet]in cemʹidir demiştir,أَرْجَافٌ [ercâf]ın cemʹidir dememiş.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı