اَلْإِشَاعَةُ [el-işâʹat] (hemzenin kesriyle) Haber ve esrâr makûlesini şâyiʹ ve fâş eylemek maʹnâsınadır; tekûlu: أَشَعْتُ الْخَبَرَ إِذَا أَذَعْتَهُ وَأَظْهَرْتَهُ Ve tâbiʹ kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَشَاعَكُمُ اللهُ بِالسَّلاَمِ أَيْ أَتْبَعَكُمْ يَعْنِي جَعَلَهُ لَكُمْ صَاحِبًا وَتَابِعًا Ve nâka bevlini saçarak işemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَشَاعَتِ النَّاقَةُ بِبَوْلِهَا إِذَا رَمَتْهُ مُتَفَرِّقًا Ve gerilenen deveye ileride sürüye mülhak olmak için haykırmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَشَاعَ بِالْإِبِلِ إِذَا أَهَابَ بِهَا أَيْ صَاحَ بِهَا وَدَعَاهَا إِذَا اسْتَأْخَرَ بَعْضُهَا Ve nâka bevlini birden fışkırtıp kesmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَشَاعَتِ النَّاقَةُ بِبَوْلِهَا إِذَا رَمَتْ بِهِ وَقَطَّعَتْهُ
اَلْإِشَاعَةُ [el-işâʹat] Haberi şâyiʹ kılmak; yukâlu: أَشَاعَ الْخَبَرَ إِذَا أَذَاعَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı