اَلْإِشْتِيَافُ [el-iştiyâf] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Bir nesneye yukarı uzanıp bakmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِشْتَافَ إِلَيْهِ إِذَا تَطَاوَلَ وَنَظَرَ إِلَيْهِ Ve yağmuru nereye vâkiʹ olur diye şimşeğe nazar eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِشْتَافَ الْبَرْقَ إِذَا شَامَهَ Ve yara gılzat peydâ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِشْتَافَ الْجُرْحُ إِذَا غَلُظَ
اَلْإِشْتِيَافُ [el-iştiyâf] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Bir nesneye uzanıp nazar etmek; tekûlu: إِشْتَافَ الرَّجُلُ إِذَا تَطَاوَلَ وَنَظَرَ Ve yıldırım bulutunun yağmuru ne mahalle vâkiʹ olur diye nazar etmeğe dahi derler; yukâlu: إِشْتَافَ الْبَرْقَ إِذَا شَامَهُ Ve شَيْمٌ [şeym] şîn-i muʹceme ile yıldırım bulutuna nazar etmek.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı