اَلْإِصْمَاتُ [el-iṡmât] (hemzenin kesriyle) Bu dahi sükût eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَصْمَتَ الرَّجُلُ إِذَا سَكَتَ Ve sükût ettirmek maʹnâsına müteʹaddî olur; yukâlu: أَصْمَتَهُ أَيْ أَسْكَتَهُ Ve bir nesnenin içini mücevvef eylemeyip مُصْمَتٌ [muṡmet] kılmak maʹnâsınadır ki Türkîde som kılmak taʹbîr olunur gerek evvel-i emrden eylesin top yuvarlağı gibi ve gerek sonradan sımsıkı doldurup som eylesin; tekûlu: أَصْمَتُّهُ أَنَا أَيْ جَعَلْتُهُ مُصْمَتًا Ve tarla iki sene mütevâliyen zirâʹat olunmamakla pekişip por gibi katı ve galîz olmak maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: أَصْمَتَتِ اْلأَرْضُ إِذَا أَحَالَتْ آخِرَ حَوْلَيْنِ
اَلْإِصْمَاتُ [el-iṡmât] (bi-kesri’l-hemzeti) Bi-maʹnâhu; yukâlu: أَصْمَتَ أَيْ سَكَتَ Ve bir nesnenin içini dolu kılmak; yukâlu: أَصْمَتُّهُ أَنَا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı