اَلْإِصْمَامُ [el-iṡmâm] (hemzenin kesriyle) Bu dahi sağır olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَصَمَّ الرَّجُلُ بِمَعْنَى صَمَّ Ve müteʹaddî olur; yukâlu: أَصَمَّهُ اللهُ تَعَالَى أَيْ جَعَلَهُ أَصَمَّ Ve şîşenin ağzına tıkaç düzmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَصَمَّ الْقَارُورَةَ إِذَا جَعَلَ لَهَا صِمَامًا Ve bir adamı sağır bulmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَصَمَّهُ إِذَا صَادَفَهُ أَصَمَّ Ve إِصْمَامُ الدُّعَاءِ [iṡmâmu’d-duʹâ΄] nush ve levm ve tevbîhini istimâʹ ve kabûl eylemez adamlara tesâdüf eylemekten kinâye olur; yukâlu: أَصَمَّ دُعَاؤُهُ إِذَا وَافَقَ قَوْمًا صُمًّا لَا يَسْمَعُونَ عَذْلَهُ
اَلْإِصْمَامُ [el-iṡmâm] (hemzenin kesriyle) Şîşenin ağzın bağlamak; yukâlu: أَصْمَمْتُ الْقَارُورَةَ أَيْ جَعَلْتُ لَهَا صِمَامًا Ve صِمَامٌ [ṡimâm] şîşe kapağına derler, nitekim el-ân mürûr etti.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı