اَلْإِقْشَابُ [el-iḵşâb] (hemzenin fethi ve ḵâf’ın sükûnuyla) قَشْبٌ [ḵaşb]ın cemʹi. Ve
قَشْبٌ [ḵaşb] Zehr içirmeğe de derler; yukâlu: قَشَبَهُ قَشْبًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي Ve taʹâma zehr katmağa dahi derler; yukâlu: قَشَبَ طَعَامَهُ أَيْ سَمَّهُ Ve yaramazlıkla anmağa da derler; yukâlu: قَشَبَهُ إِذَا ذَكَرَهُ بِسُوءٍ Ve bulaştırmak maʹnâsına da gelir; yukâlu: قَشَبَهُ بِقَبِيحٍ أَيْ لَطَخَهُ بِهِ Yaʹnî kabîhle onu mülevves kıldı. Ve kesb etmek maʹnâsına da gelir; yukâlu: قَشَبَ الرَّجُلُ وَاقْتَشَبَ إِذَا اكْتَسَبَ حَمْدًا أَو ذَمًّا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı