اَلْإِقْعَامُ [el-iḵʹâm] (hemzenin kesriyle) Güneş yükselmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَقْعَمَتِ الشَّمْسُ إِذَا ارْتَفَعَتْ Ve bir adamı yılan sokup der-sâʹat helâk eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَقْعَمَتْهُ الْحَيَّةُ إِذَا لَسَعَتْهُ فَقَتَلَتْهُ Ve bir kimseye bir ʹillet uğramak maʹnâsınadır; yukâlu: أُقْعِمَ الرَّجُلُ عَلَى الْمَجْهُولِ إِذَا أَصَابَهُ دَاءٌ
اَلْإِقْعَامُ [el-iḵʹâm] (hemzenin kesriyle) Bir nesneye bir maraz erişip fi’l-hâl katl etmek; yukâlu: أُقْعِمَ الرَّجُلُ عَلَى الْبِنَاءِ لِلْمَجْهُولِ إِذَا أَصَابَهُ دَاءٌ فَقَتَلَهُ Ve yılan sokup katl etmeğe dahi derler; yukâlu: أَقْعَمَتْهُ الْحَيَّةُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı