اَلْإِقْرَاحُ [el-iḵrâḩ] (hemzenin kesriyle) Bir kimsenin develeri قَرْحٌ [ḵarḩ] ʹilletine uğramak yaʹnî pek uyuz olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَقْرَحَ الْقَوْمُ إِذَا أَصَابَ إِبِلَهُمُ الْقَرْحُ أَيِ الْجَرَبُ الشَّدِيدُ Ve قُرْحَةٌ [ḵurḩat]a mübtelâ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَقْرَحَهُ اللهُ أَيْ جَعَلَهُ قَرِيحًا Ve bütün tırnaklı davar قَارِحٌ [ḵâriḩ] olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَقْرَحَ الْفَرَسُ إِذَا صَارَ قَارِحًا Ke-mâ se-yuzkeru.
اَلْإِقْرَاحُ [el-iḵrâḩ] (hemzenin kesriyle) Çıban çıkartmak; yukâlu: أَقْرَحَهُ اللهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı