Kamus-ı Muhit - البلعم maddesi

اَلْبُلْعُومُ [el-bulʹûm] (زُنْبُورٌ [zunbûr] vezninde) vezninde) ve

اَلْبُلْعُمُ [el-bulʹum] (قُنْفُذٌ [ḵunfuž] vezninde) Boğazda taʹâm mürûr edecek yere denir ki gırtlak olacaktır.Boğazda iki mecrâ vardır: biri مَرِيءٌ [merî΄] ve بُلْعُومٌ [bulʹûm]dur ki miʹdenin yoludur ve biri mecrâ-yı hevâdır; yukâlu: قَطَعَ بُلْعُومَهُ وَبُلْعُمَهُ وَهُوَ مَجْرَى الطَّعَامِ فِي الْحَلْقِ Ve

بُلْعُومٌ [bulʹûm] Hımâr kısmının dudağında olan sakarlığa denir. Ve yüksekçe yer altından gelen su kârîzine denir.

اَلْبَلْعَمُ [el-belʹam] (جَعْفَرٌ [caʹfer] vezninde) Pek pek yutan ekûl ve küstâh adama denir; yukâlu: رَجُلٌ بَلْعَمٌ أَيْ أَكُولٌ شَدِيدُ الْبَلْعِ Ve

بَلْعَمٌ [Belʹam] Bir maʹrûf kimse ismidir yâhûd bu بَلْعَامٌ [Bel΄âm]dır elifle. İşbu kimse Belʹam b. Bâʹûrâ dedikleridir ki Kenʹâniyyûn’dan idi. İsm-i aʹzam bilir idive be-gâyet ʹâbid ve perhîz-kâr ve ism-i aʹzam berekâtıyla müstecâbu’d-daʹvet idi. Hazret-i Mûsâ ʹaleyhi’s-selâm Benî İsrâ΄îl üzerlerine me΄mûren vürûdlarında kavmi defʹ-i Mûsâ bâbında duʹâ eylemesini niyâz ve bi’l-âhere iṯmâʹ ile ilzâm eylediler, maʹâzallâhi taʹâlâ, taḣžîl-i ilâhî ile Hazret-i Mûsâ hakkında duʹâya cesâret eyledikte derûnundan bir murg-i ebyaz hurûc ve tayerân edip ve lisânı sadrına sâkıt olup kelb gibi lehšamp; ederek mürd oldu, neʹûzu billâhi mine’l-hizlâni. Ve

بَلْعَمٌ [Belʹam] Rûm nevâhîsinde bir belde adıdır. Ve bir kabîle ismidir. Bunun aslı بَنُو الْعَمِّ idi بَنُو الْحَارِثِ ve بَنُو الْعَنْبَرِ kelimelerinde tahfîfle بَلْحَارِثِ [Belḩârišamp;]ve بَلْعَنْبَرِ [Belʹanber] dedikleri gibi bunu da tahfîf eylediler.

Vankulu Lugatı - البلعم maddesi

اَلْبُلْعُمُ [el-bulʹum] (bâ’nın ve ʹayn’ı mühmelenin zammı ve lâm’ın sükûnuyla) Boğazda taʹâm cârî olacak yer ki ona مَرِيٌّ [meriyy] derler, mîm’in fethi ve râ’nın kesriyle.

اَلْبَلْعَمُ [el-belʹam] (ʹalâ-vezni جَعْفَر [caʹfer]) Çok ekl edip ziyâde yutucu olan kimse, kesîrü’l-ekl ve şedîdü’l-belʹ maʹnâsına; âhirinde mîm zâ΄idedir.