اَلتَّأْبِيلُ [et-te΄bîl] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Bir adamın devesi çoğalmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَبَّلَ الرَّجُلُ إِذَا كَثُرَتْ إِبِلُهُ Ve bir nesneden imtinâʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَبَّلَ عَنْهُ إِذَا امْتَنَعَ Ve deve kısmına hoşça takayyüd ve tîmâr edip tavlandırmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَبَّلَ الْإِبِلَ إِذَا سَمَّنَهَا Ve bir adam kendi nefsi için besleyecek develer edinmek maʹnâsınadır ki beyʹ için olmaya; yukâlu: أَبَّلَ فُلَانٌ إِذَا اتَّخَذَ إِبِلاً وَاقْتَنَاهَا Ve تَأْبِيلُ الْمَيِّتِ [te΄bîlü’l-meyyit] تَأْبِينٌ [te΄bîn] maʹnâsınadır ki meyyitin sıfât-ı cemîlesini yâd ve taʹdâd ederek girye ve zârî eylemekten ʹibârettir; yukâlu: أَبَّلَ الْمَيِّتَ بِمَعْنَى أَبَّنَ
اَلتَّأْبِيلُ [et-te΄bîl] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Bir kimse deve edinip deveyi kendi nefsi için saklamak; yukâlu: أَبَّلَ الرَّجُلُ إِذَا اتَّخَذَ إِبِلًا وَاقْنَأَهَا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı