اَلْبِيعَةُ [el-bîʹat] (bâ’nın kesriyle) Naṡârâ maʹbedine denir ki kilisedir; cemʹi بِيَعٌ [biyaʹ]dır, عِنَبٌ [ʹineb] vezninde; yukâlu: هُوَ مِنْ أَهْلِ الْبِيعَةِ أَيْ نَصْرَانِيٌّ وَهِيَ مَعْبَدُهُمْ Ve
بِيعَةٌ [bîʹat] Satmak maʹnâsından binâ-i nevʹ olur, جِلْسَةٌ [cilset] gibi; yukâlu: بَاعَهُ بِيعَةً بَاتَّةً
اَلْبِيعَةُ [el-bîʹat] (bâ’nın kesri ve meddiyle) Maʹbed-i Naṡârâ olan mevziʹ, kilîsâ maʹnâsına. Ve
بِيعَةٌ [bîʹat] Satmak maʹnâsından binâ-i nevʹi dahi gelir, جِلْسَةٌ [cilset] ve رِكْبَةٌ [rikbet] gibi; yukâlu: إِنَّهُ لَحَسَنُ الْبِيعَةِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı