اَلتَّأَثُّفُ [et-te΄ešamp;šamp;uf] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) Bir nesnenin çevresini ihâta eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: تَأَثَّفَهُ إِذَا تَكَنَّفَهُ Ve bir nesneye ayrılmamak vech üzere dâ΄imî ülfet ve mülâzemet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: تَأَثَّفَ الْمَكَانَ إِذَا لَزِمَهُ وَأَلِفَهُ وَلَمْ يَبْرَحْهُ Ve bir kimsenin üzerine düşüp ibrâm ve ilhâh ederek bir mâddeye igrâ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: تَأَثَّفَهُ إِذَا تَبِعَهُ وَأَلَحَّ عَلَيْهِ وَلَمْ يَبْرَحْ يُغْرِيهِ
اَلتَّأَثُّفُ [et-te΄ešamp;šamp;uf] (fethateynle ve šamp;â’nın zammı ve teşdîdiyle) Bir kimse bir yerden zâ΄il olmamak; yukâlu: تَأَثَّفَ الرَّجُلُ الْمَكَانَ إِذَا لَمْ يَبْرَحْهُ Ve
تَأَثُّفٌ [te΄ešamp;šamp;uf] Bir nesneyi ihâta etmeğe dahi derler; yukâlu: تَأَثَّفُوهُ إِذَا تَكَنَّفُوهُ Ve تَكَنُّفٌ [tekennuf] ihâta maʹnâsınadır, egerçi sâhib-i Ṡurâḩتَأَثُّفٌ [te΄ešamp;šamp;uf] “ber-yek cây bûden ve nihân-hâne sâhten cây-râ” demiştir, sehv etmiştir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı