اَلتَّزَيُّلُ [et-tezeyyul] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) ve
اَلتَّزْيِيلُ [et-tezyîl] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde ki şârihin beyânına göre lügat-ı Ḩicâziyyedir, تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninden masdar-ı sânî olarak müstaʹmeldir) Perâkende olmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَزَيَّلَ الْقَوْمُ تَزَيُّلًا وَتَزْيِيلًا إِذَا تَفَرَّقُوا
اَلتَّزَيُّلُ [et-tezeyyul] (fethateynle ve yâ’nın zammı ve teşdîdiyle) Dağılmak; yukâlu: فَرَّقْتُهُ فَتَفَرَّقَ Ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿فَزَيَّلْنَا بَيْنَهُمْ﴾ (يونس، 28) Ve bu فَعَّلْتُ dür ʹayn’ın teşdîdiyle, zîrâ masdarında تَزْيِيلًا derler. Ve eger فَيْعَلْتُ olaydı masdarında زَيَّلْتُ derlerdi.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı