اَلتَّصَبْصُبُ [et-teṡabṡub] (تَزَلْزُلٌ [tezelzul] vezninde) Perâkende olmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَصَبْصَبَ الْقَوْمُ إِذَا تَفَرَّقُوا Ve mahv ve muzmahil olmak maʹnâsınadır; yukâlu: صَبْصَبَهُ فَتَصَبْصَبَ أَيْ مَحَقَهُ فَانْمَحَقَ Ve gecenin ekser-i sâʹati güzerân eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: تَصَبْصَبَ اللَّيْلُ إِذَا ذَهَبَ أَكْثَرُهُ Ve bir husûsta bir adamın bir kimse üzere cür΄et ve ikdâm ve istîlâsı şiddet bulmak yaʹnî muttasıl ona cür΄et ve istîlâ kılmak maʹnâsınadır; tekûlu: تَصَبْصَبَ عَلَيْنَا فُلاَنٌ أَيِ اشْتَدَّ عَلَيْنَا جُرْأَتُهُ وَخِلاَفُهُ Ve harâret müştedd olmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَصَبْصَبَ الْحَرُّ إِذَا اشْتَدَّ
اَلتَّصَبْصُبُ [et-teṡabṡub] (fethateynle) Mahv olup gitmek; yukâlu: تَصَبْصَبَ الشَّيْءُ أَيِ انْمَحَقَ وَذَهَبَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı