اَلتَّصَوُّرُ [et-taṡavvur] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) Ondan mutâviʹdir, sûretlenmek maʹnâsınadır; yukâlu: صَوَّرَهُ صُورَةً حَسَنَةً فَتَصَوَّرَ أَيْ تَشَكَّلَ [Ve] tasdîk mukâbili olan تَصَوُّرٌ [taṡavvur] mertebe-i sâniyede bundan me΄hûzdur. Ve yere düşmek maʹnâsınadır ki hedd ve imâle maʹnâlarından me΄hûzdur; yukâlu: ضَرَبَهُ فَتَصَوَّرَ أَيْ سَقَطَ
اَلتَّصَوُّرُ [et-taṡavvur] (ʹalâ-vezni اَلتَّكَرُّم [et-tekerrum]) Sûretli olmak; yukâlu: صَوَّرَهُ اللهُ تَعَالَى صُورَةً حَسَنَةً فَتَصَوَّرَ Ve bir nesneyi fikr etmek; yukâlu: تَصَوَّرْتُ الشَّيْءَ أَيْ تَوَهَّمْتُ صُورَتَهُ Ve
تَصَوُّرٌ [taṡavvur] Düşmeğe meyl etmeğe de derler; yukâlu: طَعَنَهُ فَتَصَوَّرَ أَيْ مَالَ إِلَى السُّقُوطِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı