اَلتَّعَبُّدُ [et-taʹabbud] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) Hazret-i Bârî’ye kulluk eylemek maʹnâsınadır ki lâzıme-i dîn-i İslâm’ı edâya tekellüfle saʹy ve ihtimâm etmekten ʹibârettir; yukâlu: تَعَبَّدَ الرَّجُلُ إِذَا تَنَسَّكَ Ve serkeşlik eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: تَعَبَّدَ الْبَعِيرُ إِذَا امْتَنَعَ وَصَعُبَ Ve davarı bî-mecâl edince kadar arkasından kovup gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: تَعَبَّدَ الْبَعِيرَ إِذَا طَرَدَهُ حَتَّى أَعْيَا Ve kul edinmek maʹnâsınadır; yukâlu: تَعَبَّدَ فُلاَنًا إِذَا اتَّخَذَهُ عَبْدًا
اَلتَّعَبُّدُ [et-teʹabbud] (ʹalâ-vezni اَلتَّكَرُّم [et-tekerrum]) Bi-maʹnâhu; yukâlu: تَعَبَّدَنِي فُلَانٌ Ve
تَعَبُّدٌ [teʹabbud] ʹİbâdet kılmak, تَنَسُّكٌ [tenessuk] maʹnâsına. Ve eğlenmek maʹnâsına da gelir; yukâlu: مَا عَبَّدَ أَنْ فَعَلَ ذَلِكَ أَيْ مَا لَبِثَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı