et-taʹteʹat ~ اَلتَّعْتَعَةُ

Kamus-ı Muhit - التعتعة maddesi

اَلتَّعْتَعَةُ [et-taʹteʹat] (زَلْزَلَةٌ [zelzelet] vezninde) Beri öte şiddetle sarsıp ırgalamak, ʹalâ-kavlin bir kimseyi bir işe cebr ve ikrâh eylemekle muztarib kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَعْتَعَهُ إِذَا تَلْتَلَهُ وَحَرَّكَهُ بِعُنْفٍ أَوْ أَكْرَهَهُ فِي الْأَمْرِ حَتَّى قَلِقَ Ve sözde hasrdan yâhûd ʹaczden tereddüd edip dilini çiğnemek maʹnâsınadır; yukâlu: تَعْتَعَ فِي الْكَلاَمِ إِذَا تَرَدَّدَ مِنْ حَصْرٍ أَوْ عِيٍّ Ve davar kumluğa saplanıp kalmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَعْتَعَتِ الدَّابَّةُ إِذَا ارْتَطَمَتْ فِي الرَّمْلِ

Vankulu Lugatı - التعتعة maddesi

اَلتَّعْتَعَةُ [et-taʹteʹat] (ʹalâ-vezni اَلزَّلْزَلَة [ez-zelzelet]) Kelâmda tereddüd etmek yâ hasr olmakla veyâhûd ʹâciz olmakla. Ve gâh olur bunu davar hakkında dahi istiʹmâl ederler, kaçan kuma saplanıp çıkmasa. Ve

تَعْتَعَةٌ [taʹteʹat] Iztırâba bırakmağa dahi derler; yukâlu: تَعْتَعْتُ الرَّجُلَ إِذَا عَتَلْتَهُ وَأَقْلَقْتَهُ Ve عَتْلٌ [ʹatl] ʹayn-ı mühmele ve tâ-i müsennâtla muhkem çekmek ve قَلَقٌ [ḵalaḵ] ḵâf’ın ve lâm’ın fethiyle ırgalanmak maʹnâsınadır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı