اَلتَّعْدِيلُ [et-taʹdîl] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Hâkim hak üzere doğruca hükm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَدَّلَ الْحَاكِمُ الْحُكْمَ إِذَا أَقَامَهُ Ve şâhid makûlesini tezkiye eylemek maʹnâsınadır ki murâd عَدْلٌ [ʹadl]e nisbetle عَادِلٌ [ʹâdil]dir demektir; yukâlu: عَدَّلَ فُلَانًا إِذَا زَكَّاهُ Ve terazi keffelerini berâberleştirmek ve berâberce tutmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَدَّلَ الْمِيزَانَ إِذَا سَوَّاهُ Ve bir nesne yükün bir dengi kadar olmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: شَرِبَ حَتَّى عَدَّلَ أَيْ صَارَ بَطْنُهُ كَالْعِدْلِ Ve eğri nesneyi doğrultmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَدَّلَ الشَّيْءَ إِذَا أَقَامَهُ
اَلتَّعْدِيلُ [et-taʹdîl] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Bir nesneyi doğrultmak. Ve
تَعْدِيلٌ [taʹdîl] Şâhidler ʹâdildir demek maʹnâsına gelir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı