اَلتَّعَزُّزُ [et-teʹazzuz] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) Bir adam ʹizzetlenmek yaʹnî sonradan ʹazîz ve şerîf olmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَعَزَّزَ الرَّجُلُ إِذَا صَارَ عَزِيزًا Ve nâkanın memesi deliği dar olmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَعَزَّزَتِ النَّاقَةُ إِذَا صَارَتْ عَزُوزًا Ve gövdenin eti sımsıkı sulb ve şedîd olmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَعَزَّزَ لَحْمُهُ إِذَا اشْتَدَّ وَصَلُبَ
اَلتَّعَزُّزُ [et-teʹazzuz] (fethateynle ve zâ’nın zammı ve teşdîdiyle) ʹAzîz olmak; yukâlu: تَعَزَّزَ الرَّجُلُ إِذَا صَارَ عَزِيزًا Ve
تَعَزُّزٌ [teʹazzuz] Nâkanın sütü gelen yerleri dar olmak maʹnâsına da gelir; yukâlu: تَعَزَّزَتِ النَّاقَةُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı