اَلْإِمْلاَزُ [el-imlâz] (hemzenin kesriyle) ve
اَلتَّمَلُّزُ [et-temelluz] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) Bunlar da bir nesneyi iletmek ve alıp götürmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَمْلَزَهُ وَتَمَلَّزَهُ إِذَا ذَهَبَ بِهِ Ve
تَمَلُّزٌ [temelluz] Bir nesneden sıyrılıp kurtulmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَمَلَّزَ عَنْهُ إِذَا تَخَلَّصَ
اَلتَّمَلُّزُ [et-temelluz] (fethateynle ve lâm’ın zammı ve teşdîdiyle) Halâs bulmak; yukâlu: مَلّزْتُهُ فَتَمَلَّزَ وَيُقَالُ مَا كِدْتُ أَتَمَلَّزُ مِنْ فُلَانٍ مِثْلُ أَتَخَلَّصُ وَأَتَمَلَّصُ وَأَنَمَلَّسُ ki bunların üçü dahi bir maʹnâyadır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı