اَلتَّمْلِيكُ [et-temlîk] Bu dahi bir nesneyi bir adama mülk eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: مَلَّكَهُ إِيَّاهُ إِذَا جَعَلَهُ مُلْكًا لَهُ يَمْلِكُهُ Ve bir adamı şâh kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَلَّكُوهُ إِذَا صَيَّرُوهُ مَلِكًا Ve hamuru gereği gibi yoğurmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَلَّكَ الْعَجِينَ إِذَا أَنْعَمَ عَجْنَهُ
اَلتَّمْلِيكُ [et-temlîk] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Bir nesneyi bir kimseye mülk etmek; tekûlu: مَلَّكَهُ الشَّيْءَ تَمْلِيكًا إِذَا جَعَلَهُ مِلْكًا لَهُ Ve
تَمْلِيكٌ [temlîk]نَبْعَةٌ [nebʹat] demekle maʹrûf olan ağacı güneşte kurutmakla berk etmeğe dahi derler; yukâlu: مَلَّكَ النَّبْعَةَ إِذَا صَلَّبَهَا وَذَلِكَ إِذَا يَبَّسَهَا فِي الشَّمْشِ مَعَ قِشْرِهَا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı