اَلتَّمْوِيهُ [et-temvîh] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Yer sulu olmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَوَّهَ الْمَوْضِعُ إِذَا صَارَ ذَا مَاءٍ Ve bir nesneye çok su komakla sulu eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: مَوَّهَ الْقِدْرَ إِذَا أَكْثَرَ مَاءَهَا Ve bir kimseye su΄âline muhâlif haber ihbâr eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: مَوَّهَ الْخَبَرَ عَلَيْهِ إِذَا أَخْبَرَهُ بِخِلَافِ مَا سَأَلَهُ Ve bakır ve demir makûlesini yaldızlamak maʹnâsınadır; yukâlu: مَوَّهَ النُّحَاسَ أَوِ الْحَدِيدَ إِذَا طَلَاهُ بِفِضَّةٍ أَوْ ذَهَبٍ
اَلتَّمْوِيهُ [et-temvîh] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Bir nesneyi altın suyu yâhûd gümüş suyuyla tılâ kılmağa dahi derler; tekûlu: مَوَّهْتُ الشَّيْءَ إِذَا طَلَيْتَهُ بِفِضَّةٍ أَوْ ذَهَبٍ وَتَحْتَ ذَلِكَ نُحَاسٌ أَوْ حَدِيدٌ Ve
تَمْوِيهٌ [temvîh] Telbîse dahi derler; maʹnâ-yı mezkûrdan me΄hûzdur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı