اَلتَّنْيِيبُ [et-tenyîb] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Bir nesnenin huşûnet ve mülâyemetini idrâk için azı dişiyle ısırıp yoklamak maʹnâsınadır; yukâlu: نَيَّبَ السَّهْمَ إِذَا عَجَمَ عُودَهُ وَأَثَّرَ فِيهِ بِنَابِهِ Ve nâka kocamak maʹnâsınadır; yukâlu: نَيَّبَتِ النَّاقَةُ إِذَا هَرِمَتْ Ve nebât köklenmek maʹnâsına istiʹmâl olunur ki azı dişleri gibi kök salmaktan ʹibârettir; yukâlu: نَيَّبَ النَّبْتُ إِذَا خَرَجَتْ أَرُومَتُهُ
اَلتَّنْيِيبُ [et-tenyîb] Bir nesneyi ısırmak, pekliğin ve mülâyimliğin bilmek için; yukâlu: نَيَّبَ سَهْمَهُ أَيْ عَجَمَ عُودَهُ وَأَثَّرَ فِيهِ بِنَابِهِ Ve
تَنْيِيبٌ [tenyîb] Nâka yaşlı olmağa dahi derler; yukâlu: نَيَّبَتِ النَّاقَةُ أَيْ صَارَتْ هَرِمَةً وَلَا يُقَالُ لِلْجَمَلِ نَابَ Yaʹnî nâkaya نَابٌ [nâb] ıtlâk olunduğu gibi; erkek deveye dahi نَابٌ [nâb] demezler, Sîbeveyhi eyitti: ʹArabdan baʹzı نَابٌ [nâb]ın tasgîrinde نُوَيْبٌ [nuveyb] der vâv ile, zîrâ نَابٌ [nâb] elifinin vâv’lara kalb olunması ekserdir dedi. İbnu’s-Serrâc eyitti: Bu rivâyet ki Sîbeveyhi’den nakl olunmuştur, galattır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı