اَلتَّوَشُّعُ [et-teveşşuʹ] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) İzhâr-ı kesret eylemek maʹnâsına; yukâlu: تَوَشَّعَ بِهِ إِذَا تَكَثَّرَ بِهِ Ve dağın sağına ve soluna saparak gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: تَوَشَّعَ فِي الْجَبَلِ إِذَا أَخَذَ يَمِينًا وَشِمَالاً Ve koyun otlamak için dağa ağmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَوَشَّعَتِ الْغَنَمُ فِي الْجَبَلِ إِذَا صَعِدَتْ لِتَرْعَاهُ
اَلتَّوَشُّعُ [et-teveşşuʹ] (fethateynle ve şîn’in zammı ve teşdîdiyle) Koyun dağa çıkıp otlamak; yukâlu: تَوَشَّعَتِ الْغَنَمُ فِي الْجَبَلِ إِذَا ارْتَقَتْ فِيهِ تَرْعَاهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı