el-cuḩâf ~ اَلْجُحَافُ

Kamus-ı Muhit - الجحاف maddesi

اَلْجُحَافُ [el-cuḩâf] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) Mevte denir ki ismdir, murâd ʹumûm üzere olan mevt olacaktır, niteki Esâs’ta مَوْتٌ جُحَافٌ أَيْ جُرَافٌ ʹibâretiyle mesbûttur. Ve önüne geleni sıyırıp götürür olan sel suyuna ıtlâk olunur; yukâlu: مَوْتٌ وَسَيْلٌ جُحَافٌ أَيْ يَذْهَبُ بِكُلِّ شَيْءٍ Ve tohme ve imtilâ΄ sebebiyle ʹârız olan ishâl ʹârızasına denir; yukâlu: أَخَذَهُ الْجُحَافُ أَيْ مَشْيُ الْبَطْنِ عَنْ تُخَمَةٍ

اَلْجِحَافُ [el-ciḩâf] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Harb ve kıtâl maʹnâsınadır; yukâlu: بَيْنَهْمُ جِحَافٌ أَيْ قِتَالٌ Ve kuyudan su çekerken kova kuyunun ağzına darblıca dokunmakla çalpanıp suyu dökülmeğe denir ve baʹzen yırtılır; yukâlu: تَخَرَّقَتِ الدَّلْوُ بِالْجِحَافِ وَهُوَ أَنْ تُصِيبَ فَمَ الْبِئْرِ فَيْنَصَبَّ مَاؤُهَا وَرُبَّمَا تَخَرَّقَتْ

Vankulu Lugatı - الجحاف maddesi

اَلْجُحَافُ [el-cuḩâf] (cîm’in zammı ile) Şol seldir ki etrâfın yıkıp alıp gide; yukâlu: سَيْلٌ جُحَافٌ إِذَا جَرَفَ كُلَّ شَيْءٍ وَذَهَبَ بِهِ Ve

جُحَافٌ [cuḩâf] Sevret-i mevte dahi derler Ebû ʹAmr rivâyeti üzere; yukâlu: مَوْتٌ جُحَافٌ يَذْهَبُ بِكُلِّ شَيْءٍ Ve

جُحَافٌ [cuḩâf] Bir kimsenin tohmeden ishâl olup içi yürümesine de derler.

اَلْجِحَافُ [el-ciḩâf] (cîm’in kesriyle) Kova kuyunun ağzına erişip suyu dökülmek ve gâhî yırtılmak.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı