el-ḩaḵḩaḵat ~ اَلْحَقْحَقَةُ

Kamus-ı Muhit - الحقحقة maddesi

اَلْحَقْحَقَةُ [el-ḩaḵḩaḵat] (زَلْزَلَةٌ [zelzelet] vezninde) Merkûbun sırtını itʹâb ve bî-tâb edecek mertebede be-gâyet tünd ve şedîd yürütmek, ʹalâ-kavlin aslâ tenfîs etmeyerek bir düzeye harıl harıl ikdâm eylemek yâhûd gecenin evvelinde seyr eylemek maʹnâsınadır ki bu dahi hayvâna ezâ ve zahmettir yâhûd râhile helâk olup yâ fürû-mânde olunca kadar ikdâm eylemek maʹnâsınadır; ve minhu’l-hadîs: “شَرُّ السَّيْرِ الْحَقَحَقَةُ” وَهِيَ أَرْفَعُ السَّيْرِ وَأَتْعَبُهُ لِلظَّهْرِ أَوِ اللَّجَاجُ فِي السَّيْرِ أَوِ السَّيْرُ أَوَّلَ اللَّيْلِ أَوْ أَنْ يَلِجَّ فِي السَّيْرِ حَتَّى تَعْطَبَ رَاحِلَتُهُ أَوْ تَنْقَطِعَ

Vankulu Lugatı - الحقحقة maddesi

اَلْحَقْحَقَةُ [el-ḩaḵḩakat] (ʹalâ-vezni اَلزَّلْزَلَة [ez-zelzelet]) Şol seyrdir ki şedîd olmakla davar arkasına taʹabı ziyâde ola. Ve fi’l-hadîsi: “أَنَّ مُطَرِّفُ بْنُ الشَّخِيرِ قَالَ لِابْنِهِ لَمَّا اجْتَهَدَ فِي الْعِبَادَةِ خَيْرُ الْأُمُورِ أَوْسَاطُهَا وَالْحَسَنَةُ بَيْنَ السَّيِّئَتَيْنِ وَشَرُّ السَّيْرِ الْحَقْحَقَةُ” Ve Baʹzılar eyitti: حَقْحَقَةٌ [ḩaḵḩaḵat] evvel-i leylde olan seyrdir, hâlbuki ondan nehy olunmuştur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı