اَلْخِرَابَةُ [el-ḣirâbet] (كِتَابَةٌ [kitâbet] vezninde) ve
اَلْخَرَابَةُ [el-ḣarâbet] (ḣâ’nın fethiyle) ve
اَلْخَرْبُ [el-ḣarb] (ضَرْبٌ [ḋarb] vezninde) ve
اَلْخُرُوبُ [el-ḣurûb] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Hırsızlık edip nesne uğrulamak maʹnâsınadır; yukâlu: خَرَبَ بِإِبِلِ فُلاَنٍ خِرَابَةً وَخَرَابَةً وَخَرْبًا وَخُرُوبًا اِذَا سَرِقَهَا
اَلْخُرَابَةُ [el-ḣurâbet] (ثُمَامَةٌ [šamp;umâmet] vezninde) Lîften örülmüş ipe denir. Ve şol basîta gibi yassı taşa denir ki delip ona ip geçirirler ve o ip ile mevâşî ayaklarını bend ederler. Ve
خُرَابَةٌ [ḣurâbet] İğne yurdusuna ve sâ΄ir o makûle nesnelerin deliklerine denir.
اَلْخُرْبُ [el-ḣurb] (ḣâ’nın zammıyla) ve
اَلْخَرَّابَةُ [el-ḣarrâbet] (ḣâ’nın fethi ve zammı ve râ’nın teşdîdiyle) Bunlar da iğne yurdusuna denir ve makʹad deliğine denir. Ve
خُرْبٌ [ḣurb] (ḣâ’nın zammı ve fethiyle) Emr-i dîne müteʹallik rîbe ve fesâda denir.
اَلْخُرَابَةُ [el-ḣurâbet] (kezâlik ḣâ’nın zammıyla) Bi-maʹnâhu. Ve gâh olur ki râ’yı müşedded kılarlar.
اَلْخِرَابَةُ [el-ḣirâbet] (ḣâ’nın kesriyle) Deve uğrulamak; yukâlu minhu: خَرَبَ فُلَانٌ إِبِلَ فُلَانٍ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ خِرَابَةً مِثْلُ كَتَبَ كِتَابَةً
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı