el-ḣuḋarim ~ اَلْخُضَرِمُ

Kamus-ı Muhit - الخضرم maddesi

اَلْخُضَرِمُ [el-ḣuḋarim] (عُلَبِطٌ [ʹulebiṯ] vezninde) Keler yavrusuna denir. Ve tatlı suya denir, ʹalâ-kavlin tatlı ile acı beyninde olana denir, kuyu suyu gibi.

اَلْخِضْرِمُ [el-ḣiḋrim] (زِبْرِجٌ [zibric] vezninde) Suyu çok kuyuya denir; yukâlu: بِئْرٌ خِضْرِمٌ أَيِ الْكَثِيرُ الْمَاءِ Ve büyük deryâya denir, Bahr-iSefîd gibi; yukâlu: بَحْرٌ خِضْرِمٌ أَيْ غَطَمْطَمٌ Ve mutlakan çok firâvân şey΄e ve vâsiʹ nesneye denir. Ve kerîm ve bahşende adama denir; yukâlu: رَجُلٌ خِضْرِمٌ أَيْ جَوَادٌ مِعْطَاءٌ Ve nâsın havâyic ve mühimmâtını hamûl ve mütekeffil deryâ-dil müteʹayyen ve zî-şân adama denir; yukâlu: رَجُلٌ خِضْرِمٌ أَيْ سَيِّدٌ حَمُولٌ Cemʹi خَضَارِمُ [ḣaḋârim] ve خَضَارِمَةٌ [ḣaḋârimet] gelir ḣâ’nın fethiyle ve خِضْرِمُونَ [ḣiḋrimûn] gelir ki cemʹ-i sâlimdir. Ve bunlar ricâle mahsûslardır, nisvâna ıtlâk olunmazlar.

Vankulu Lugatı - الخضرم maddesi

اَلْخُضَرِمُ [el-ḣuḋarim] (ḣâ’nın zammı ve ḋâd’ın fethi ve râ’nın kesriyle عُلَبِطٌ [ʹulebiṯ] vezni üzere) Keler yavrusudur, veled-i ḋabb maʹnâsına. Ve عُلَبِطٌ [ʹulebiṯ] fermûde demektir. Ve Aḩmer eyitti: Veled-i dabbın evvel mertebesi حِسْلٌ [ḩisl], ikinci mertebesi مُطَبِّخٌ [muṯabbiḣ], üçüncü mertebesi خُضَرِمٌ [ḣuḋarim] ve kemâlin buldukta ضَبٌّ [ḋabb]dır dedi. Ve غَيْدَاقٌ [ġaydâḵ] olduğu mertebeyi zikr etmedi, nitekim Ebû Zeyd etmiştir.

اَلْخِضْرِمُ [el-ḣiḋrim] (ḣâ’nın ve râ’nın kesri ve ḋâd’ın sükûnuyla) ʹAtâsı çok olan kimse, bahr-iخِضْرِمٌ [Ḣiḋrim]e teşbîh olmuştur ki o kesîrü’l-mâ olan bahrdır, lâkin Aṡmaʹî bahra kesret-i mâdan ötürü خِضْرِمٌ [ḣiḋrim] dediklerine inkâr etti.Ve her nesne ki kesîr olup vâsiʹ ola ona خِضْرِمٌ [ḣiḋrim] derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı