ed-dirrî΄ ~ الدِّرِّيءُ

Kamus-ı Muhit - الدريء maddesi

الدِّرِّيءُ [ed-dirrî΄] (سِكِّينٌ [sikkîn] vezninde) Ziyâdesiyle tâbân ve rahşân olan yıldıza denir; Zühre ve Müşterî gibi; yukâlu: كَوْكَبٌ دِرِّيءٌ أَيْ مُتَوَقِّدٌ مُتَلَأْلِئٌ Ve işbu دِرِّيءٌ [dirrî΄] kelimesinde dâl’ın zammıyla da câ΄izdir, lâkin nevâdirdendir, zîrâ kelâm-ı ʹArab’da zamm ve teşdîd ile فُعِّيلٌ [fuʹʹîl] vezninde دُرِّيءٌ [durrî΄] ve مُرِّيقٌ [murrîḵ] kelimelerinden gayrı yoktur. مُرِّيقٌ [murrîḵ] عُصْفُرٌ [ʹuṡfur] ismidir. Ve

دُرِّيٌّ [durriyy] kelimesi (dâl’ın zammı ve yâ-yı nisbetle) دُرٌّ [durr]e, yaʹnî inciye mensûb demektir; “د،ر،ر” mâddesinde mersûmdur.

Vankulu Lugatı - الدريء maddesi

اَلدَّرِيءُ [ed-derî΄] (ʹalâ-vezni فَعِيل [faʹîl]) Ziyâde yaldırayan nesne ve minhu: كَوْكَبٌ دَرِيءٌ وَقَدْ دَرَأَ الْكَوَاكِبُ دُرُوءًا أَيْ تَلَأْلَأَ Ve الْكُلُّ مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ Baʹzılar eyitti: dâl mazmûm oldukta دُرٌّ [durr]e mensûb olan دُرِّيٌّ [durriyy] denir ʹalâ-vezni فُعْلِيٌّ [fuʹliyy] bu takdîrce mehmûz olmaz, zîrâ kelâm-ı ʹArabda فُعِّيلٌ yoktur, kurrâdan şol kimse ki hemze ile kırâ΄at etti, فُعُّولٌ [fuʹʹûl] veznin diledi, سُبُّوحٌ [subbûḩ] gibi velâkin zamme sakîl olmağın kesreye redd olundu. Ve hukiye ʹan baʹzihim: دَرِّيءٌ مِنْ دَرَأْتُهُ مَهْمُوزَةً عَلَى فَعِّيلٍ مَفْتُوحَةَ الْأَوَّلِ لِأَنَّهُ مِنَ الدُّرُوءِ بِمَعْنَى التَّلَأْلُؤِ عَلَى مَا مَرَّ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı