Kamus-ı Muhit - الدري maddesi

اَلدُّرِّيُّ [ed-durriyy] (dâl’ın zammıyla) Nûrânî ve dırahşân olan kevkebe vasf olur; yukâlu: كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ أَيْ مُضِيءٌ Ve bunda dâl’ın harekât-ı selâsıyla câ΄izdir. Şârih der ki gûyâ ki revnak ve safâ ve ziyâda دُرٌّ [durr]e nisbet olunmuştur. Ve دُرِّيٌّ [durriy] kelimesi hemze ile de istiʹmâl olunur. Niteki “د،ر،أ” mâddesinde beyân olundu. İntehâ. Ve

دُرِّيُّ السَّيْفِ [durriyyu’s-seyf] Kılıcın parıldamasından ʹibârettir, دُرٌّ [durr]e nisbet yâhûd maʹnâ-yı masdariyyet yâhûd teşbîh tarîkiyledir; yukâlu: مَا أَحْسَنَ دُرِّيَّ السَّيْفِ أَيْ تَلَأْلُؤَهُ وَإِشْرَاقَهُ

اَلدَّرْيُ [ed-dery] ve

اَلدَّرْيَةُ [ed-deryet] (dâl’ların fethi ve kesriyle) ve

اَلدِّرْيَانُ [ed-diryân] (dâl’ın kesriyle) ve

اَلدَّرَيَانُ [ed-dereyân] (fetehâtla) ve

اَلدِّرَايَةُ [ed-dirâyet] (كِتَابَةٌ [kitâbet] vezninde) ve

اَلدُّرِيُّ [ed-duriyy] (حُلِيٌّ [ḩuliyy] vezninde) Bilmek maʹnâsınadır, ʹalâ-kavlin hîle ile bir takrîb bilmek maʹnâsınadır; tekûlu: دَرَيْتُهُ وَبِهِ أَدْرِي دَرْيًا وَدَرْيَةً وَدَرَيَانًا وَدِرْيَانًا وَدِرَايَةً وَدُرِيًّا إِذَا عَلِمْتَهُ أَوْ بِضَرْبٍ مِنَ الْحِيلَةِ Şârih der ki dirâyet ile Ḣudâ-yı müteʹâl vasflanmaz. Ve

دَرْيٌ [dery] Fend ve dubara ile aldatmak maʹnâsınadır; yukâlu: دَرَى الصَّيْدَ دَرْيًا إِذَا خَتَلَهُ Ve مِدْرَى [midrâ] ile baş kaşımak maʹnâsınadır; yukâlu: دَرَى رَأْسَهُ إِذَا حَكَّهُ بِالْمِدْرَى

Vankulu Lugatı - الدري maddesi

اَلدُّرِّيُّ [ed-durriyy] (dâl’ın zammıyla ve râ’nın ve yâ’nın teşdîdiyle) Şol yıldızdır ki nûrânî ve berrâk olup دُرٌّ [durr]e mensûb ola beyâz olduğundan ötürü. Ve gâh olur ki dâl’ı meksûr edip دِرِّيٌّ [dirriy] derler, nitekim سُحْرِيٌّ [suḩriyy] ve سِحْرِيٌّ [siḩriyy] ve لُجِّيٌّ [lucciyy] ve لِجِّيٌّ [licciyy] derler.

اَلدَّرْيُ [ed-dery] (dâl’ın fethi ve râ’nın sükûnuyla) Bir nesneyi bilmek.