اَلدُّرْدُورُ [ed-durdûr] (عُصْفُورٌ [ʹuṡfûr] vezninde) Deryânın vasatında suyu cûş ve galeyân üzere olan yere denir ki Fârisî ve Türkîde gird-âb ve küçüğüne kanal taʹbîr olunur; çevrinti olmakla oraya düşen gemi halâs olmaz; yukâlu: وَقَعَتِ السَّفِينَةُ فِي الدُّرْدُورِ وَهُوَ مَوْضِعُ وَسَطِ الْبَحْرِ يَجِيشُ مَاؤُهُ Kâle fi’l-Esâs قَلَّمَا تَسْلَمُ سَفِينَةٌ وَقَعَتْ فِيهِ Ve
دُرْدُورٌ [Durdûr] Sâhil-i Bahr-i ʹUmân’da bir dar boğazın adıdır ki hatar-nâktır, öylesi yere فَمُ الْأَسَدِ [femu’l-esed] dahi derler.
اَلدُّرْدُورُ [ed-durdûr] (dâl’ların zammeleriyle عُصْفُورٌ [ʹuṡfûr] vezni üzere) Şol sudur ki devr etmeğin onda gark ihtimâli olur, gird-âb maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı