اَلرَّعْجُ [er-raʹc] (râ’nın fethi ve ʹayn’ın sükûnuyla) Bir kimsenin mâl ve menâli firâvân olmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَعِجَ مَالُهُ رَعَجًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا كَثُرَ Ve bir adamı muztarib ve bî-karâr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: رَعَجَ فُلاَنًا رَعَجًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا أَقْلَقَهُ Ve şimşek peyderpey çakmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَعَجَ الْبَرْقُ إِذَا تَتَابَعَ لَمَعَانُهُ Ve Hak taʹâlâ bir adamı sâhib-i servet ü yesâr kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَعَجَ اللهُ سُبْحَانَهُ فُلاَنًا أَيْ جَعَلَهُ مُوسِرًا
اَلرَّعْجُ [er-raʹc] (râ’nın fethi ve ʹayn’ın sükûnuyla) ve
اَلْإِرْعَاجُ [el-irʹâc] (hemzenin kesriyle) Berkın birbiri ardınca yaldıraması; yukâlu: رَعَجَ الْبَرْقُ وَأَرْعَجَ إِذَا تَتَابَعَ لَمَعَانُهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı