اَلشَّخْسُ [eş-şaḣs] (şîn’in fethi ve ḣâ-yı muʹcemenin sükûnuyla) Beri öte muztarib ve muhtelif olmak maʹnâsınadır ki çalık gibi nâ-hemvâr beri öte gezişmekten ʹibarettir; yukâlu: شَخَسَ الرَّجُلُ شَخْصًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا اضْطَرَبَ وَاخْتَلَفَ Ve eşek kısmı esner iken ağzını açıp ayırmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَخَسَ الْحِمَارُ إِذَا فَتَحَ فَاهُ عِنْدَ التَّثَاؤُبِ
اَلشَّخْسُ [eş-şaḣs] (şîn’in fethi ve ḣâ’nın sükûnuyla) Iztırâb ve ihtilâf maʹnâsınadır; yukâlu: تَشَاخَسَتْ أَسْنَانُهُ إِذَا اخْتَلَفَتْ وَمَالَ بَعْضُهَا وَسَقَطَ الْبَعْضُ مِنَ الْهَرَمِ Yaʹnî pîrlikten dişlerinin baʹzı düşüp baʹzı eğilse.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı