eş-şežeb ~ اَلشَّذَبُ

Kamus-ı Muhit - الشذب maddesi

اَلشَّذَبُ [eş-şežeb] (şîn’in ve žâl-ı muʹcemenin fethiyle) Ağaçtan nâ-becâ bitmekle budayıp kestikleri budaklara denir, asma budantısı gibi; ʹalâ-kavlin ağacın kabuğuna denir. Ve

شَذَبٌ [şežeb] Su bendine denir, مُسَنَّاةٌ [musennât] gibi. Ve merʹâda kalan otluk bakiyyesine denir. Ve ev esbâbına denir, مَتَاعُ الْبَيْتِ [metâʹu’l-beyt] ve أَثَاثُ الْبَيْتِ [ešamp;âšamp;u’l-beyt] gibi, her ne olursa olsun. Ve perâkende ve müteferrik kuru ağaç pârelerine denir ki odun ve kereste ederler. Cemʹi أَشْذَابٌ [eşžâb] gelir.

اَلشَّذْبُ [eş-şežb] (ضَرْبٌ [ḋarb] vezninde) Ağacın kabuğunu soymak maʹnâsınadır; yukâlu: شَذَبَ اللِّحَاءَ شَذْبًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَالثَّانِي إِذَا قَشَرَهُ Ve ağacın nâ-becâ dallarını budamak maʹnâsınadır; yukâlu: شَذَبَ الشَّجَرَ إِذَا أَلْقَى مَا عَلَيْهِ مِنَ اْلأَغْصَانِ حَتَّى يَبْدُوَ Yaʹnî “Ağacın nâ-becâ şâhlarını budayıp izâle eylemekle ağaç meydâna çıkıp kendiyi gösterdi.” Ve bir nesneyi defʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: شَذَبَ عَنْهُ أَيْ ذَبَّ عَنْهُ Ve kesmek maʹnâsınadır; yukâlu: شَذَبَ الشَّيْءَ إِذَا قَطَعَهُ

Vankulu Lugatı - الشذب maddesi

اَلشَّذَبُ [eş-şežeb] (fethateynle) Cemʹi. Ve su bendi ki bostânlarda ederler, مِسْنَاةٌ [misnât] maʹnâsına. Ve bakiyye-i merʹâya ve bakiyye-i gayra dahi ıtlâk olunur.

اَلشَّذْبُ [eş-şežb] (şîn’in fethi ve žâl’ın sükûnuyla) Defʹ etmek; yukâlu: شَذَبَ عَنْهُ شَذْبًا أَيْ دَفَعَ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı