اَلشَّمْظُ [eş-şemż] (şîn’in fethi ve mîm’in sükûnuyla) Menʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: شَمَظَهُ شَمْظًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا مَنَعَهُ Ve karıştırmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَمَظَ الشَّيْءَ إِذَا خَلَطَهُ Ve bir nesneyi azca azca almak maʹnâsınadır; yukâlu: شَمَظَ الشَّيْءَ إِذَا أَخَذَهُ قَلِيلاً قَلِيلاً Ve ʹunf ve ilhâh derecesine varmayarak bir kimseyi bir nesneye tahrîk ve igrâ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: شَمَظَهُ إِذَا اسْتَحَثَّهُ وحَرَّكَهُ دُونَ الْعُنْفِ Ve bir kimseye gâh mülâyim ve gâh şiddetli olarak sözler söylemek maʹnâsınadır ki halt maʹnâsından me΄hûzdur; yukâlu: شَمَظَهُ إِذَا قَالَهُ بِكَلاَمٍ خَلَطَ لِينًا بِشِدَّةٍ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı