eş-şemaʹ ~ اَلشَّمَعُ

Kamus-ı Muhit - الشمع maddesi

اَلشَّمَعُ [eş-şemaʹ] (fethateynle ve bunda mîm’in sükûnu lügat-ı müvellededir) Muma denir ki geceler şemʹ-dânda yanar, ʹalâ-kavlin hâssatan bal mumuna denir, ondan bir parçaya شَمَعَةٌ [şemeʹat] denir hâ’yla; yukâlu: جَاءَ بِالشَّمَعِ وَهُوَ الَّذِي يُسْتَصْبَحُ بِهِ أَوْ مُومُ الْعَسَلِ ve tekûlu: أَعْطِنِي شَمَعَةً أَيْ قِطْعَةً مِنَ الشَّمْعِ ʹAbdullâh b. el-ʹAbbâs b. Cibrîl ve ʹOšamp;mân b. Muḩammed ve Muḩammed b. Bereke ve Aḩmed b. Muḩammed el-Baġdâdî eş-Şemʹiyyûn muhaddislerdir. Gerçi ehl-i hadîs mîm’in sükûnuyla tekellüm ederler, lâkin savâb olan muharrek olmaktır.

اَلشَّمْعُ [eş-şemʹ] (لَمْعٌ [lemʹ] vezninde) ve

اَلشُّمُوعُ [eş-şumûʹ] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) ve

اَلْمَشْمَعَةُ [el-meşmeʹat] (مَشْرَبَةٌ [meşrebet] vezninde) Laʹib ve mizâh eylemek maʹnâsınadır ki bir kimse ile horata edip oynayıp erişmektir; yukâlu: شَمَعَ فُلاَنٌ شَمْعًا وَشُمُوعًا وَمَشْمَعَةً مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا لَعِبَ وَمَزَحَ Ve

شُمُوعٌ [şumûʹ] Dağılmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَمَعَ الشَّيْءُ شُمُوعًا إِذَا تَفَرَّقَ وَمِنْهُ قَوْلُ الْفُقَهَاءِ إِذَا شَمَعَتِ الْفَأْرَةُ فِي الْبِئْرِ أَيْ تَفَرَّقَتْ

Vankulu Lugatı - الشمع maddesi

اَلشَّمَعُ [eş-şemaʹ] (fethateynle) Şol nesnedir ki onunla gece oldukta ziyâlanırlar, mûm maʹnâsına. Ve müvelled olanlar شَمَعٌ [şemʹ] derler mîm’in sükûnuyla. Ve

شَمَعٌ [şemaʹ] Latîfe etmeğe dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı