eḋ-ḋulaḋilet ~ اَلضُّلَضِلَةُ

Kamus-ı Muhit - الضلضلة maddesi

اَلْمَضِلَّةُ [el-meḋillet] (mîm’in fethi ve ḋâd’ın kesriyle) ve

اَلْمَضَلَّةُ [el-meḋallet] (fethateynle) ve

اَلضُّلَضِلَةُ [eḋ-ḋulaḋilet] (عُلَبِطَةٌ [ʹulebiṯat] vezninde) Şol yere denir ki onda yol azılır ola; yukâlu: أَرْضٌ مَضِلَّةٌ وَمَضَلَّةٌ وَضُلَضِلَةٌ إِذَا كَانَتْ يُضَلُّ فِيهَا يَعْنِي الطَّرِيقَ

اَلضَّلَضِلَةُ [eḋ-ḋaleḋilet] ve

اَلضَّلَضِلُ [eḋ-ḋaleḋil] (fethateynle ve ḋâd-ı sâniyenin kesriyle) ve

اَلضُّلَضِلَةُ [eḋ-ḋuleḋilet] (عُلَبِطَةٌ [ʹulebiṯat] vezninde) ve

اَلضُّلَاضِلُ [eḋ-ḋulâḋil] (عُلاَبِطٌ [ʹulâbiṯ] vezninde) ve

اَلضُّلْضُلَةُ [eḋ-ḋulḋulet] (قُنْفُذَةٌ [ḵunfužet] vezninde) Toprağı kalın pek yere denir; yukâlu: أَرْضٌ ضَلَضِلَةٌ وَضَلَضِلٌ وَضُلَضِلَةٌ وَضُلَاضِلٌ وَضُلْضُلَةٌ أَيْ غَلِيظَةٌ Ve bir adam yüklenip götürmeğe güç yetecek taşlara denir. Ve

ضُلَاضِلٌ [ḋulâḋil] ve

ضُلَضِلَةٌ [ḋuleḋilet] (عُلاَبِطٌ [ʹulâbiṯ] ve عُلَبِطَةٌ [ʹulebiṯat] vezninde) Delîl-i hâzıka denir.

اَلضَّلَالُ [eḋ-ḋalâl] ve

اَلضَّلَالَةُ [eḋ-ḋalâlet] (ḋâd’ların fethiyle) ve

اَلضَّلُّ [eḋ-ḋall] (ḋâd’ın fethi ve zammıyla) ve

اَلضَّلْضَلَةُ [eḋ-ḋalḋalet] (زَلْزَلَةٌ [zelzelet] vezninde) ve

اَلْأُضْلُولَةُ [el-uḋlûlet] (أُضْحُوكَةٌ [uḋḩûket] vezninde) ve

اَلضِّلَّةُ [eḋ-ḋillet] (ḋâd’ın kesriyle) ve

اَلضَّلَلُ [eḋ-ḋalel] (fethateynle) Yol azgınlığına ve yolsuzluğa ve güm-râhlığa denir ki ismdir, hidâyet mukâbilidir; yukâlu: هُوَ فِي الضَّلَالِ وَالضَّلَالَةِ وَالضَّلِّ وَالضَّلْضَلَةِ وَالْأُضْلُولَةِ وَالضِّلَّةِ وَالضَّلَلِ أَيْ ضِدُّ الْهُدَى وَالرَّشَادِ Şârihin beyânına göre mü΄ellif masdar ile ismi muhtelit eylemiştir, zîrâ ضَلَالٌ [ḋalâl] ile ضَلَالَةٌ [ḋalâlet] masdarlardır ve mâ-ʹadâsı ismlerdir. İntehâ. Lâkin ism olarak dahi istiʹmâl olunurlar. Ve masdariyyet sûretinde azgın ve güm-râh olmak maʹnâsınadır ki yol azmak maʹnâsından me΄hûzdur; tekûlu: ضَلَلْتَ يَا رَجُلُ كَزَلَلْتَ يَعْنِي مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَيُقَالُ ضَلِلْتَ كَمَلِلْتَ يَعْنِي مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ ضَلَالًا وَضَلَالَةً ضِدُّ اهْتَدَيْتَ

Vankulu Lugatı - الضلضلة maddesi

اَلضُّلَضِلَةُ [eḋ-ḋulaḋilet] (ḋâd-ı evvelin zammı ve sânînin kesri ve lâm’ın mâ-beynde fethiyle) Şol taştır ki onu bir âdem götürmeğe kâdir olur. Kelâm-ı ʹArabda vezn-i mezbûr üzere muzâʹaf yoktur bundan gayrı.

اَلضَّلَضِلَةُ [el-ḋaleḋilet] (ʹale’l-vezni’l-mezbûr) Bi-maʹnâhu. Aṡmaʹî eyitti: Gûyâ ki bu ضَلَاضِلُ [ḋalâḋil]in kasrıdır. Ve ضَلَاضِلُ [ḋalâḋil] ضَلَضِلٌ [ḋulâdil] maʹnâsınadır, عُلَبِطٌ [ʹulebiṯ] عُلَابِطٌ [ʹulâbiṯ]in kasrı olup bir maʹnâya olduğu gibi. Ve عُلَبِطٌ [ʹulebiṯ] fermûde demektir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı