اَلْعُرْضِيَّةُ [el-ʹurḋiyyet] (كُرْدِيَّةٌ [kurdiyyet] vezninde) Tamâm taʹlîme girmeyip henüz kendisinde serkeşlik ve suʹûbet olan nâkaya denir; yukâlu: نَاقَةٌ عُرْضِيَّةٌ إِذَا كَانَتْ فِيهَا صُعُوبَةٌ Ve
عُرْضِيَّةٌ [ʹurḋiyyet] Masdar olur, عَجْرَفِيَّةٌ [ʹacrefiyyet] maʹnâsına ki hiddet ve suʹûbet ve bî-pervâ hareket ve nahvetten ʹibârettir ki çaparızlık taʹbîr olunur; yukâlu: فِيكَ عُرْضِيَّةٌ أَيْ عَجْرَفِيَّةٌ وَنَخْوَةٌ وَصُعُوبَةٌ
اَلْعُرْضِيَّةُ [el-ʹurḋiyyet] (ʹayn’ın kezâlik zammıyla ve râ’nın sükûnu ve yâ’nın teşdîdiyle) Mü΄ennesi. Ve Ebû Zeyd eyitti: عُرْضِيَّةٌ [ʹurḋiyyet] şol devedir ki neşâtından hemvâr gitmeyip oynamaktan hâlî olmaya.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı