اَلْعَشْنُ [el-ʹaşn] (ʹayn’ın fethi ve şîn-i muʹcemenin sükûnuyla) ve
اَلتَّعْشِينُ [et-taʹşîn] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) ve
اَلْإِعْتِشَانُ [el-iʹtişân] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Bir adam kendi karîhesinden bir nesne hakkında şöyledir diye tahmînle hükm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَشَنَ الرَّجُلُ فِيهِ عَشْنًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ وَعَشَّنَ وَاعْتَشَنَ إِذَا قَالَ بِرَأْيِهِ وَخَمَّنَ Ve
إِعْتِشَانٌ [iʹtişân] Hurmâ ağacının kesilmiş budak diplerinden başak araştırmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِعْتَشَنَ النَّخْلَةَ إِذَا تَتَبَّعَ كُرَابَتَهَا Ve bir kimse üzere bi-vechin cidâl için kedi gibi atılmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِعْتَشَنَ فُلَانًا إِذَا وَاثَبَهُ بِغَيْرِ حَقٍّ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı