el-ʹaşebet ~ اَلْعَشَبَةُ

Kamus-ı Muhit - العشبة maddesi

اَلْعَشَبَةُ [el-ʹaşebet] (fetehâtla) Yaşlı koca nâkaya denir. Ve kasîrü’l-kâme kişiye denir. Ve bodur ve bî-endâm ve nâ-zîbâ ʹavrete denir. Ve pîrlikten beli bükülmüş pek koca ve ihtiyâr adama denir. Ve yaşlı dişi koyuna ve ineğe denir.

اَلْعَاشِبَةُ [el-ʹâşibet] ve

اَلْعَشِبَةُ [el-ʹaşibet] (فَرِحَةٌ [feriḩat] vezninde) ve

اَلْعَشِيبَةُ [el-ʹaşîbet] (عَجِيبَةٌ [ʹacîbet] vezninde) Tâze otu ve çayırı çok olan yere denir; yukâlu: أَرْضٌ عَاشِبَةٌ وَعَشِبَةٌ وَعَشِيبَةٌ أَيْ بَيِّنَةُ الْعَشَابَةِ كَثِيرَةُ الْعُشْبِ Gerçi Ṡiḩâḩ’tan münfehim olan bunun fiʹl-i sülâsîden masûg olmayıp belki mezîdden yaʹnî ifʹâl bâbından masûg olmaktır, lâkin mü΄ellifin بَيِّنَةُ الْعَشَابَةِ ʹibâretinden bâb-ı hâmisten masûg olduğu müstefâddır, niteki kütüb-i sarfiyye emsilesinde dahi bu resmedir. Ve kâle fi’l-Miṡbâḩ: عَشِبَ الْمَوْضِعُ مِنْ بَابِ تَعِبَ نَبَتَ عُشْبُهُ وَأَعْشَبَ بِالْأَلِفِ كَذَلِكَ فَهُوَ عَاشِبٌ عَلَى تَدَاخُلِ اللُّغَتَيْنِ وَعَشِبَتِ الْأَرْضُ وَأَعْشَبَتْ فَهِيَ عَشِيبَةٌ وَمُعْشِبَةٌ

Vankulu Lugatı - العشبة maddesi

اَلْعَشَبَةُ [el-ʹaşebet] (ʹayn’ın fethiyle) Yaşlı nâka, عَشَمَةٌ [ʹaşemet] gibi ki عَشَمَةٌ [ʹaşemet] dahi mîm’le bu maʹnâyadır; yukâlu: شَيْخٌ عَشَبَةٌ وَعَجُوزٌ عَشَبَةٌ أَيْ هِمٌّ وَهِمَّةٌ وَالْهِمُّ بِكَسْرِ الْهَاءِ وَتَشْدِيدِ الْمِيمِ اَلْمُسِنُّ جِدًّا

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı