اَلْعُطْبُلُ [el-ʹuṯbul] ve
اَلْعُطْبُولُ [el-ʹuṯbûl] ve
اَلْعُطْبُولَةُ [el-ʹuṯbûlet] (ʹayn’ların zammıyla) ve
اَلْعَيْطَبُولُ [el-ʹayṯabûl] (حَيْزَبُونٌ [ḩayzebûn] vezninde) Güzel ve dil-ber, etli cânlı, uzun gerdanlı tâze mahbûbeye denir; cemʹi عَطَابِلُ [ʹaṯâbil] ve عَطَابِيلُ [ʹaṯâbîl] gelir. Ve baʹzılar dedi ki عَيْطَبُولٌ [ʹayṯabûl] uzun boylu hatuna denir.
اَلْعُطْبُولُ [el-ʹuṯbûl] (ʹayn’ın ve bâ’nın zammı ve ṯâ’nın mâ-beynde sükûnuyla) Nisâ΄ tâ΄ifesinden şol kimsedir ki hûb olup aʹzâsı kemâl üzere ola.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı