el-ʹaṯṯ ~ اَلْعَطُّ

Kamus-ı Muhit - العط maddesi

اَلْعَطُّ [el-ʹaṯṯ] (خَطٌّ [ḣaṯṯ] vezninde) Bir nesneyi iki tarafına ayırmayarak tûlen yâhûd ʹarzan bir düzeye yırtmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَطَّ الثَّوْبَ عَطًّا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا شَقَّهُ طُولاً أَوْ عَرْضًا بِلاَ بَيْنُونَةٍ Ve minhu kîle kuri΄e kavluhu taʹâlâ: “فَلَمَّا رَأَى قَمِيصَهُ عُطَّ مِنْ دُبُرٍ” Şârih der ki bu kırâ΄ati Mufaḋḋal rivâyet eyledi. Lâkin Ṡâġânî dedi ki şevâzz ehlinden birisi bu resme kırâ΄at eylediği maʹlûmumuz değildir. Ve

عَطٌّ [ʹaṯṯ] Bir kimseye gâlib olup yere yıkmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَطَّ فُلاَنًا إِلَى الْأَرْضِ إِذَا صَرَعَهُ وَغَلَبَهُ Ve bir adama kavlen ve fiʹlen galebe eylemek maʹnâsınadır. ʹAlâ-kavlin عَطٌّ [ʹaṯṯ] fiʹlen ve عَتٌّ [ʹatt] tâ’yla kavlen galebe eylemeğe mahsûstur; yukâlu: عَطَّهُ إِذَا غَلَبَهُ قَوْلاً وَفِعْلاً أَوِ الْعَتُّ فِي الْقَوْلِ وَالْعَطُّ فِي الْفِعْلِ

Vankulu Lugatı - العط maddesi

اَلْعَطُّ [el-ʹaṯṯ] (ʹayn’ın fethi ve ṯâ’nın teşdîdiyle) Bezi uzadısına yarmak; yukâlu عَطَّ الثَّوْبَ يَعُطُّ عَطًّا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا شَقَّهُ طُولًا

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı